CUMHURİYETİ YÜKSELTECEK OLANLAR
Atatürk Cumhuriyet’imizi gelişterecek ve yükseltecek olanları sayarken nunların başında kadınlar ve öğretmenler geliyordu. Bunu da bir çok konuşmasında anlatıyordu. Çünkü öğretmenler ve kadınlar’ın yetiştirdiği her nesil Atatürk’ün ülküsüne bizleri daha çok yaklaştırıyordu.
Atatürk öğretmenleri sadece 3+5=8’i öğreten değil yeni bir neslin başlangıcı olarak görüyordu. Bunu da “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” sözüyle bizlere hatırlatmaktadır. “Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.” diyerek de öğretmenlerimizin ne kadar zor şartlarda nasıl çalıştıklarını tüm herkese göstermektedir. Bunun yanında da beklentisini söylemektedir. “Cumhuriyet sizden ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesiller ister." diyerek öğretmenlerimizin niçin çalışması gerektiğini söylemiştir. Çünkü Atatürk bilmektedir ki “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” Fakat bunun için “"Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir." ve bunu yapmak içinde "Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır." dediği çocuk sevgisiyle Cumhuriyet aşkıyla yanan yeni genç Cumhuriyet Öğretmenine ihtiyaç vardır. Çünkü yine Atatürk’ün dediği gibi “İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” Her nesil Atatürk’ün bu idealini gerçekleştirmekle yükümlüdür.
Türk kadınlarını Atatürk 21. yy dünyasında dahi erkeklerin ve hatta kadınların gördüğü gibi erkeklerin hizmetçisi, evinin kadını, çocukları büyütmek, tarlada ırgat olarak görmemiş. O aksine kadınları ev, aile ve hayat arasında bağlayıcı ve köprü olarak görmüştür. Hatta “Ey Türk kadını sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üstünde taşınmaya layıksın” diyerek kadınlara verdiği değeri göstermiştir. O kadını önce olarak annesinde gördü. Sonra annesine olan derin sevgisi ona birçok şeyi başarma gücü verdi. Milli Mücade yıllarında gördüğü Türk kadını ile İstanbul ve Avrupa’da gördüğü kadınları kıyaslayıp Türk kadının üstünlüğüne inandı ve "Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez." başka bir sözünde ise "Bizce Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır." demiştir.
O dönemlerde kadın önemsenmiyor ve ikinci sınıf insandı. Avrupa’da da durum farklı değildi. Oy veremiyor, okullara giden azınlıkta, isteiği yerlerde çalışamıyordu. Hayatın içinde kadın yoktu. Atatürk bunları görüyor ve şunları söylüyordu: “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?” Daha cumhuriyet kurulmadan ilk önce bu meseleyle kafa yoruyor bunu düşünüyordu. Cumhuriyet kurulduktan sonra kadın ve erkeğin eşit olması için çalışmalara başlamış. Seçme seçilmeyi dahil Batı Medeniyetinden önce Türk kadınını olması gereken yere taşımıştır. Kadına erkek gibi modern giyinmesi, hayata çıkmasını ve örnek olmasını istemiştir. Bir sözünde “"Dinimizin tavsiye ettiği tesettür, hem günlük hayata hem de fazilete uygundur. Kadınlarımız, şeriatın tavsiyesi ve dinin emrine göre örtünselerdi, ne bu kadar kapanmaları gerekirdi ne de bu kadar açılmaları. Şer’î tesettür, kadınlar için bir zorluk oluşturmaz; onların geçim hayatında, sosyal hayatta, ekonomik faaliyetlerde ve ilim dünyasında erkeklerle birlikte çalışmalarına engel olmaz. Bu sade tesettür şekli, toplumumuzun ahlak ve geleneklerine de aykırı değildir." Bunun için de eşi Latife Hanım’ın örnek olmasını istemiştir. Sonra Sabiha Gökçen, Afet İnan ve diğer kızlarının örnek olmasını amaçlamıştır. Küçük bir çocukken Sabiha Gökçen’in Pilot olma hayali kurmasını sağlamış ve bunu başarması için teşvik etmiştir.
Cumhuriyeti yükletecek olanların başında Atatürk görülmektedir ki kadınları ve öğretmenleri görmekte onlara ayrı önem vermektedir. Bir milleti yoktan ayağa kaldırmış ve yeni bir devlet kurmuştur. Günümüzde ise ne acıdır ki öğretmenler düşük not veriği için öüdürülüyor ve kadınlar sadece kadın olduğu için sırtından sopa eksik olmuyor. Kadın cinayetleri basından düşmüyor. Kim yanlış?
CEYDANUR ASLAN
Yorumlar
Yorum Gönder