DOĞAYA ÇIKMIŞKEN BİR KENDİMİZİ DİNLEME MESELESİ ÜZERİNE

    



DOĞAYA ÇIKMIŞKEN BİR KENDİMİZİ DİNLEME MESELESİ ÜZERİNE

    Oturuyorum. İlham gelmediği için diğerlerinden uzak bir çite oturdum. Şu an korkulukta size kendimden, kendim olmaktan bahsedeceğim.  Bu doğada, bu bahçede bir yandan öğrencilerin sesleriyle, çite tırmanan karıncayla sohbet ede ede ve şüphesiz rahatsız bir biçimde bir ayağım yere değerken bu yazıyı yazıyorum. Tahmin edeceğiniz üzere eğer doğada yalnız başınaysanız yapacağınız en güzel şey, hazır hiç kimse yokken hayat telaşı yüzünden belki de hiç yapamadığınız; kendi iç sesini dinleme ve kendini tanıma oturdum yazı yazıyorum.

    İlk önce kendimizi tanımaya, huylarımızı tanımaktan başlamalıyız.  Herkes mesela ben tuzlu sevmem, sakız çiğneyenleri görünce sinirlerim bozulur diyerek en genelden içe doğru ilerleyerek yavaş yavaş ilerleyelim ve bunları not edelim.

 Sabah erken kalmayı sevmem.

Dağınım.

Kitap okumaya bayılırım. 

Düşüncelerimi aktarmak hoşuma gider.

Gibi gibi.

    İyi kötü ayrımı yapmadan bu şekilde yazın. "E bunları bilmiyor muyum sanki?" diyeceksiniz. Fakat şu an fark etmeseniz bile kendinizi tanımak için hiç olmadığı kadar büyük bir adım attınız. Unutmayın, büyük işler küçük adımlarla başlar. 

    Şimdi bunu hallettiğimize göre, ben nasıl bir insanım, bunu anlaman lazım. Hatta şöyle yapalım. "Ben Kimim?", "Neden böyleyim?" ve "Nasıl daha iyi olabilirim?" gibi sorular soralım kendimize. Şimdi ben de soruyorum kendi kendime. Diyorum ki kendime "Her şey senin elinde. Geç bir ormana ve hayal et. Yaşatmak da öldürmek de."

    Şimdi en derin kısmına geçtik. Bu kısımda iyice düşünün. Acele etmeyin. Anı yaşayın. Geçmişinizi, sevinçlerinizi ve üzüntülerinizi düşünün. Hiç geçmişte sizi üzen bir olay oldu mu? Kendinizi sıkmadan bunu yorumlayın. Ya da hiç unutamadığınız bir olay? Eğer büyük bir başarı gösterip ve bunun cevabını verdiyseniz, tebrikler. Artık kendinizi tanımak için güzel bir adım attınız. 

    Şimdi yaşadıklarından seni üzen ve etkileyen veya geçmişte seni takılı olmanı sağlayan olaylara karşı ben bu yaşadıklarımı nasıl geride bırakabilirim, nasıl aşarım, sorusunu sorun. 

    Aşabilir misiniz? Bilmiyorum. Lakin kendinizi yeterince dinlediyseniz şimdi çocukları, kuşları, böcekleri, dünyayı dinleyin. Size yük olan kamburları sırtınızdan atmak için boş ver gitsin taktiğini uygulayın. Hayatta anlam aramanın ne manası var. Yaşıyoruz, seviyoruz ve yaşıyoruz. Sadece bunlara değer bence. Duvarda uzanmış yatarken işte bunları düşünüyorum ve hissediyorum.

                                                                                                            AHMET ÇINAR ÇOLAK

Yorumlar