EĞİTİMDE BAŞARI İÇİN YAZILAR-3

 


                                 

                                          EĞİTİMDE BAŞARI İÇİN YAZILAR-3                                                                                                  

                                                TANIŞTIRAYIM: BEN, ÖĞRENCİ.


    7. sınıfa giden bir öğrenciyim. Koca 7 sene geçmiş okula başlayalı. 8. senemde hayatımı etkileyecek bir sınava gireceğim. Peki ben bu sınava ne kadar hazırım. Ya da şöyle söyleyim: 12 yaşında bir çocuk olarak ne kadar çocuk olabiliyorum. Büyükler konuşuyorlar: “Eğitim nasıl olmalı?” Benim veya bizim fikrimizi soran var mı? Yok. Aynştayn hani şu büyük Fizikçi. Ona ait bir söz okudum Avcunuzdaki Kelebek kitabında. Tam olarak şöyle diyordu. “Yaratıcılığımın önündeki en büyük engel eğitimimdir.” Bakalım öyle mi?

    Okuldaki hocalar çok ödev verdiği için kendime zaman ayıramıyorum. Ailemle vakit geçiremiyorum. Resim yapmaya bayılırım, belki içimde bir Van Gogh var ama ortaya çıkramıyorum. Zamanım olsa herhalde kırlarda resim çizmeye giderdim. Van Gogh sarı tonlarını kullanmış, ben ise yeşili seçerdim. Gezmeyi de çok severim. Ailemle gezip görmek ve yeni insanalrla anışmak isterdim. Arkadaşlarım da ben de ödev başında yaşıyoruz. Arkadaşlarımla yeterince oynayamıyoruz. Herhalde dersler olmasa büyüdüğümde voleybolcu olurdum. O kadar inanıyorum kendime. Fakat önce ders. Annem, babam, öğretmenlerim, televizyondaki amcalar teyzeler, akrabalarım, komşularım. Hepsi ders çalışmamı öğütlüyor. Hepsi imkan verilse de biz okusak diyorlar. Ah ah diye pişmanlık duyuyorlar. Karnenize bakayım diyorum ama hepsi zayıf. Biz çok tarlada çalışıyorduk diyorlar. Biz çok rahatmışız.

    Kitap okumayı iki senedir seviyorum. Hele bir sevmeyim Murat hoca bana çok kızar. Fakat ona da yeterince zaman ayıramıyorum. Kitaplarımı düzenleyemiyorum. Ailem çiftçi. Onlara da yardımcı olmak isterim tabi ki. Tavuklar, inekler. Onlarla ilgilenmek çok zevkli. Lakin ödev başından kalkmak yasak. Sözlü olmasa da ödevlerimi yapsam daha iyi olur gibi hissediyorum. Abimle voleybol, futbol oynamak harika ama ne zaman? Müzik ruhun gıdasıdır ama biz onu da bulamıyoruz. Ve en önemlisi her akşam annemin dizlerine başımı koyup okşamasını isteyemiyorum. Zaman yok.

    Gelelim okula. Burada işler daha tuhaf. Arkadaşlarımızın bir kısmı bizim gibi hayal kuranlara engel oluyorlar. Dersi dinleyemiyoruz. Çeneleri açılmayı görsün. Öğretmenimin sesini duymakta zorluk çekiyorum. Derslere odaklanamıyorum. Gerçi öğretmen de kızamıyor. Onlar da bunu biliyor.

    Okuları herkes sevmek ister ama etkinliği az ve sadece bir şeylerin bizim kafamıza sanki çuvala saman doldurur gibi doldurmaları hiç hoşuma gitmiyor. Müzik korosu, yazma çalışması, resim çalışması, gezilerle bence okul daha eğlenceli, daha öğretici olabilirdi. Neyse vardır bir bildikleri diyelim.


MEHTAP ERYAŞAR

Yorumlar