Dün akşam o muazzam rahat hayatımın bir parçası gibi olmuş olan yatağımda uzanıyordum. Aklıma uçabilseydim nasıl olurdu acaba, düşüncesi geldi. Fikirler fikirleri, düşünceler düşünceleri kovalıyordu. Bu sırada uyuyakalmışım.
Rüyamda ilkokul üçüncü sınıfındaydım. Camın önünde dikiliyordum. Fakat içinde bulunduğum durumun farklı kendimin kendim olmadığı hissediyordum. Ben ben değil gibiydim. Yani kendimdim de başka bir his vardı. Koridora çıkıp aynaya baktım. Aynada bembeyaz üzerinde renk renk laleler olan kanatlarımın olduğunu gördüm. İlk başta buna inanamadım. Göz yanılmasına benzer bir şey olduğunu düşündüm. Gözlerimi iyice ovaladım. Sonunda bunun gerçek bir şey olduğuna kendimi inandırdım. Ama bunlar ne içindi? Hala akıl sır erdiremiyordum. Cebimde bir kağıt vardı, hissedebiliyordum. Tam kağıdı cebimden çıkarıp okuyacaktım ki bahçeden bir ses geldi. Koşa koşa pencereye gittim. Aşağıya baktığımda herkes “Yangın var!”, “Herkes içeride!”, “Çıkın!” gibi sesler duydum. Arkama baktığımda her yer kıpkırmızıydı. Dumanlar içerisinde bayılmak üzereydim. Ta ki bir çift kanadımın olduğu aklıma gelene kadar çaresizce bekliyordum. Odaklandım ve içimden “Ben uçuyorum, ben göklerdeyim!” gibi şeyler diyordum. Sonunda uçmaya başladım. Dumanların içinden süzülerek çıktım. Çok mutluydum. Kurtulmuştum. Gökte süzülmeye ve uçmaya başladım. Sonunda kanat çırpmak beni yormuştu. Biraz daha yükseldim. Bulutların üzerine çıkmıştım. Bir bulutun üzerine oturmuştum. Bulut en rahat yataktan rahattı ki hiç kalkmadan hayatımın tüm anını o rahat mı rahat bulutun üzerinde geçirmek istiyordum. Manzara harikaydı. Fakat içim içime sığmıyor ve daha yukarılara çıkmak istiyordum. Derin bir nefes aldım ve yükseldim. Yukarıdan bir ışık gözlerimi aldı. Yavaşça yukarıya baktım. Aşarı parlak bir yüzey gördüm. Daha da yükseldim. Elimi heyecan ve çekinmeyle o parlak yüzeye doğru uzatıp dokundum. Elime bir şey olmamıştı. Bundan da cesaret alarak o parlak cismin içinden geçtim. Geçtim ve yere indim.
Yemyeşil çimenler ve etrafta binlerce meyve ağacı vardı. Bu meyve ağaçlarının hemen kuzey tarafında bir ırmak akmaktaydı. Bu ırmaktan çeşitli hayvanlar su içiyordu. Bu muazzam yere bayılmıştım. Bir anda elime bir uğur böceği kondu. Bu uğur böceğini görünce bir ağacın dibine oturdum. Bu ağacın ne ağacı olduğunu anlamamıştım. Uğur böceği ile oynamaya başladım. Hani bir tekerleme vardır. Onu söyledim. Kısa bir süre sonra beş altı dakika falan olmalı, bir gürültü geldi. Ayağa kalktığımda gökyüzünde kapkara bulutlar olduğunu fark ettim. Yağmur kısa süre sonra yağmaya başlayacaktı, anlamıştım. Çok beklemeden yağmur yağmaya başladı. O kadar hızlı yağıyordu ki üzerim sırılsıklam olmuştu. Çok korkuyordum.
Derin bir nefes alıp uçmaya başladım. Geldiğim gibi aynı noktayı kullanarak iniyordum ki dünyaya kanatlarım birden kayboldu. Tam yere çakılmak üzere iken uyandım. Çok korkmuş ve terlemiştim. Su içip rahatlamaya çalıştım.Daha sonra düşünmeye başladım acaba bu rüya neyin habercisiydi? Cebimdeki kağıtta ne yazıyordu? Cennet, acaba rüyamdaki gibi mi gözüküyordu?
AYGÜN ASLAN

Yorumlar
Yorum Gönder