29 EKİM’DE UNUTULMAZ GÜN
Bir sabah olmuştu. Her zamanki gibi okula gitmiş, sırama oturmuştum. o gün Cumhuriyet Bayramıydı. Çok neşeliydik ve bayram yerine gitmek için sabırsızlanıyorduk.Hocamız sınıfa girince gülümseyerek:
“Çocuklar, bugün 29 Ekim! Cumhuriyetimizin ilan edildiği ve ülkemizin kurulduğu gün. Bugüne yakışır şekilde davranırsanız beni çok gururlandırırsınız”dedi. Hepimiz bir anda çok mutlu olduk. Ardından,
“Bugün stada gideceğiz, törende yer alacağız.” deyince sevincimiz iki katına çıktı.
Hoca bizi okulun önüne çıkardı. Bizden sonra diğer sınıflar da sırayla geldi. Ardından öğretmenimiz iki kişiyi seçti, bayrağı tutmaları için çağırdı. O iki öğrenci önde, biz arkalarında olmak üzere yürüyüşe başladık. Hocalarımızla birlikte stada vardığımızda bazı okullar bizden önce gelmişti bile.
Biz de stada girdik ve kendi sıralarımıza geçtik. Diğer okullar da geldikçe tören başlamaya başladı. Sırayla konuşmalar yapıldı, ardından gösteriler, şarkılar ve korolar başladı.
Çoğu çok güzeldi. Bir yandan izledik, dinledik, hayran kaldık. Fakat bazı gösterilerde biraz sıkıldığımız da oldu. O anlarda arkadaşlarımla fısıldaştık.
“Biraz uzun sürmedi mi?”** diye sordum yanımdakine.
“Evet ya, keşke biraz hızlansalar.” dedi.
Biz böyle konuşurken oturmuştuk ki hocamız hemen yanımıza geldi:
“Hadi ayağa kalkın, yürüyüş zamanı yaklaştı!”
Biz gideceğimizi sanmıştık ama meğer birazdan geçiş törenine katılacakmışız.
Birkaç gösteri ve şarkı daha yapıldıktan sonra tören geçişi başladı. İlk olarak ilkokullar yürüdü, sonra YİBO ve nihayet ortaokulların sırası geldi. Biz de sıraya girip seyircilerin karşısından geçecektik.
Heyecanımız doruktaydı. Hem kalabalığın bize bakmasından hem de hoparlörlerin yanından geçerken kulaklarımız acıyacak diye tedirgindik.
“Hazır mısınız?” dedi öğretmenimiz.
“Hazırız hocam…” dedik ama sesimiz pek de kendinden emin çıkmamıştı.
Sıra bize geldi. Büyük hoparlörlerin yanından geçerken gerçekten kulaklarımız acıdı ama yine de düzenli adımlarla yürümeye devam ettik. Bir iki tur attıktan sonra öğretmenlerimiz bizi yeniden yerimize götürdü.
Seyirciler de yavaş yavaş kapıya doğru ilerliyordu. Tribünler azalınca tören sona erdi; önce ilkokullar, sonra YİBO ve en son ortaokullar çıkmaya başladı.
Bizi almaya annem, babam ve ablam gelmişti. Çıkarken öğretmenlerimize:
“Hocam çıkabilir miyiz?” diye sorduk.
“Tamam çocuklar, çıkabilirsiniz.”dediler.
Biz de eve doğru yürümeye başladık. Yolda annemle, babamla, ablamla, kardeşimle ve arkadaşım ile sohbet ederek ilerledik. Arkadaşımın evine gelmiştik.
“İyi akşamlar!” dedi bana.
Ben de gülümseyerek, “İyi akşamlar!” dedim.
Sonra biz yokuştan indik, biraz daha yürüdük ve nihayet evimize vardık. Gün gerçekten çok güzeldi. Hem eğlenmiş, hem heyecanlanmıştım. Ama çok da yorulmuş ve acıkmıştım.
Eve girerken içimden,
“Bugün çok eğlenceli ve mutlu bir gün geçirdim.” diye geçirdim.
BÜŞRA ŞENOĞLU

Yorumlar
Yorum Gönder