MUTLU AİLE

 





MUTLU AİLE

    Bir zamanlar küçük bir köyde, üç çocuklu iyi yürekli bir baba yaşardı. Çiftçilik yaparak ailesini geçindirmeye çalışır, tek bir dilek taşırdı: “Çocuklarım iyi insan olsun… Kendilerine güzel bir gelecek kurabilsinler.”

    En küçük çocuk hayallerin en parlak olanıydı. Her akşam babasının yanına koşar, gözleri parlayarak: “Baba, biliyor musun? Ben büyüyünce sizi kurtaracağım. Hep birlikte uzaya gideceğiz. Hatta Satürn’ün halkasında kayacağız!” derdi. Baba her defasında gülse de, içi titrerdi: “Aman evladım… Uzay dediğin uzak, zor… Sen yeter ki sağlıklı, iyi bir insan ol.”

    Ortanca çocuk ise bambaşka bir dünyanın peşindeydi. “Baba, ben çok iyi bir araba yarışçısı olacağım. Seni bu hayattan kurtaracağım!” diye haykırırdı. Baba ise onun hız merakından endişe eder, her gece içten içe dua ederdi.

    En büyük çocuk daha olgundu. Sessizce bir akşam babasının yanına oturup: “Baba… Ben teknoloji kolejine gitmek istiyorum.” dedi. Bu söz babanın kalbine ağır bir yük gibi çöktü; çünkü oğlunu oraya gönderecek parası yoktu. Yalnızca sessizce başını eğip, “Ah be oğlum… Keşke elimden gelse…” diyebildi.

    Bir gün yan eve çok zengin bir aile taşındı. Üç çocuklu, gösterişli bir aileydi. Baba, komşuluk olsun diye kapılarını çaldı ve: “Hoş geldiniz. Ben de üç çocuk babasıyım. Köyümüz fakirdir ama gönüllerimiz zengindir.” dedi. Adam kibirle gülümsedi: “Biz burayı biraz zenginleştirmek istedik.” Bu söz çiftçi babanın kalbini incitti.Fakat köydeki bir ev soyulduğunda zengin adam, hiç düşünmeden çiftçiyi suçladı. Masum adam ne kadar “Ben yapmadım!” diye bağırsa da kimse ona inanmadı ve hapse girdi.

    Küçük çocuk ve ortanca çocuk yetimhaneye gönderildi. Zengin adam ise en büyük çocuğu yanına aldı, sözde yardım etmek için… Ancak bir süre sonra kendi cebinden para çalıp yakarak suçu çocuğa attı. Polis onu da götürdü.

    En küçük çocuk, abisinin suçsuz olduğunu biliyordu. Bir gece gizlice yetimhaneden kaçtı ve roket fırlatma alanına gitti. Hazırlanan roketlerden birine gizlice bindi. Bir astronot onu fark ettiğinde artık çok geçti. Roket yükselmişti.

    Evlat! Burada ne işin var?” diye sordu. Çocuk utangaçça: “Ben Satürn’ün halkasında kaymak istiyordum…” dedi. Astronot gülümsedi: “Orada kayamazsın ama uzayı görmüş oldun. Bu bile büyük bir başarı.” Böylece çocuk uzaya çıkan en genç kişi oldu.

    Bu sırada ortanca çocuk derslerine sıkı sarıldı, ortaokulu birincilikle bitirdi ve Türkiye’nin en iyi liselerinden birine burslu kabul edildi.

    Yıllar sonra baba ve en büyük çocuk suçsuz oldukları kanıtlanarak hapisten çıktılar. Zengin adam şaşkınlıkla sordu: “Nasıl çıktınız?!” Büyük çocuk başını dik tutarak: “Senin çocukların seni parayı yakarken görmüş. Kameraya da yansımış.” dedi. Polis zengin adamı gözaltına aldı.

    Baba üç oğluyla gurur duyuyordu. Ortanca oğlu sayesinde güzel bir apartmandan ev aldılar. En büyük çocuk eğitimine devam etti. Küçük çocuk ise uzay macerasını hayatı boyunca anlattı. Aile sonunda yeniden bir araya geldi ve mutlu, umut dolu bir hayat kurdular.



DURU HAMİDE ERDEN

Yorumlar