DİL YOLCULUĞU

 

DİL YOLCULUĞU

Bir sabah Emir Talha, her zamanki gibi neşeyle okul yoluna koyulmuştu. A
ma okulun hemen yakınında duran iğde ağacı, o gün rüzgârın etkisiyle devrilmişti. Emir şaşkınlıkla durdu.

“Off… yine devrilmiş bu ağaç!” diye mırıldandı. Kenarından dolaşıp okuluna yetişti.

O gün Türkçe dersleri vardı ve öğretmenleri Aziz Sancar derse girmişti. Ancak sınıfta bir sorun vardı: Emir’in bir arkadaşı Türkçe bilmiyordu. Emir ona yardımcı olmaya çalışmış fakat söylediği hiçbir şeyi anlamamıştı.

Emir biraz şaşkın, biraz da üzgün şekilde kendi kendine,
“Türkiş dedim ama anlamadı…” diye düşündü.

Ders bitti. Sonraki gün Türkçe sınavı vardı. Emir sınava girdi ama beklediğinden düşük bir not aldı. Sınav kâğıdını görünce morali tamamen bozuldu.

Aziz Sancar öğretmen yanına gelip hafifçe kaşlarını çatmıştı:
“Evladım… bu ne böyle? ‘Türkiş’ ne demek?”

Emir bu sözü duyunca çok sinirlendi.
“Madem öyle, ben de Türkçeyi bırakıyorum! Artık İngilizce konuşacağım!” dedi kendi kendine.

Ertesi gün yine aynı iğde ağacı devrilmişti. Emir homurdanarak yine kenarından dolaştı ve okula girdi.

Koridorda Murat öğretmen ile karşılaştı.
“Günaydın Emir!” dedi öğretmen gülümseyerek.

Ama Emir tepki olarak,
“Guten Morgen öğretmenim!” dedi Almanca.

Murat öğretmen bir an durdu, önce şaşırdı sonra da hiçbir şey anlamayınca Emir’i doğruca Aziz Sancar öğretmene götürdü.

Aziz Sancar öğretmen Emir’e bakıp başını salladı.
“Evladım, sen yine başka bir dile mi geçtin?”

Emir biraz gururlu, biraz da inatla:
“Evet öğretmenim! İngilizce’yi bıraktım, şimdi Almanca konuşuyorum!”

Aziz Sancar öğretmen iç geçirdi ve:
“Madem öyle, notunu biraz daha düşüreceğim.” dedi.

Emir’in notu 10’a kadar düştü.
Ama Emir vazgeçmedi.

Bu kez başka bir şey denemeye karar verdi:
Almanca dilini Aziz Sancar öğretmene öğretmeye…

Günlerce uğraştı, çalıştı, kelimeler yazdı, örnekler verdi.
Aziz Sancar öğretmen sonunda Almanca cümleleri anlamaya başlamıştı.

Bir gün derste Emir, elini kaldırdı ve Aziz öğretmene Almanca bir soru sordu.
Öğretmen soruyu anladı ve doğru cevap verdi.

Emir hemen gülümsedi.
“İşte bu! Öğretmenim artık öğrendiniz!”

Aziz Sancar öğretmen ise şaşkınlıkla kâğıdına baktı:
“Bu başarı yüz puanı hak ediyor. Aferin Emir!”

Emir sevinçten yerinde duramıyordu.
Sınıfta en yüksek notu alan o olmuştu.

Öğle arasında Murat öğretmen elinde bir kupa ile geldi.
Gururla sınıfın önüne geçti:

“Sınıfın en yüksek başarısı Emir Talha’dan geldi!
Tebrik ederim, bu kupa senin!”

Emir kupayı eline aldığında kalbi mutlulukla doldu.
Türkçeye geri dönmüştü, hem de artık daha güçlü bir şekilde.

O gün Emir şunu anladı:
Bir dili öğrenmek kolay olmayabilir, ama sabır ve çalışmayla her zorluk aşılır.

Ve bu küçük macerası, onun hayatındaki en eğlenceli dil yolculuğu olarak hafızasına kazındı.


EMİR TALHA ACAR

Yorumlar